24 Ekim 2013 Perşembe

45-OTOMATİK PORTAKAL-ANTHONY BURGESS-23.10.2013


Otomatik PortakalAnthony Burgess'in en iyi eserlerinden biri olan roman. Eserin orijinal ismi A Clockwork Orange'dir. Eser Türkçeye Aziz Üsteltarafından çevrilmiştir. Eser o yılların (1960'lı yıllar) modernleşme ve değişim sancılarını yansıtırken, bireylerin ne kadar özgür veya baskı altında olması gerektiğini ve sonuçlarını sorgular. Ve bunu eserin kahramanının hayatında okuyucuya anlatır. Zaten 1971'de çekilen sinema filminde de kahraman ara seslerde sürekli kendi hayatını anlatıcı durumunda olduğunu belirtir. Stanley Kubrick tarafından beyaz perdeye aktarılan kitap, kült film klasikleri arasında hak ettiği yeri almıştır. Bir grup gencin kurduğu çeteye İngiliz kara mizah anlayışıyla yaklaşan roman, yazıldığı dönem için oldukça iddialıdır. Direkt şiddet, uyuşturucu madde bağımlılığı vb konular tüm yalınlığıyla işlenmiştir. Stanley Kubrick uyarlaması da sinema tarihindeki en başarılı roman - film uyarlamalarından birisi olarak yer almıştır.
Yazar kitabı hakkında; Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum... demiştir.

Kitapta Alex adlı gencin arkadaş grubu ile yaşından çok suça karıştıktan sonra hapishaneye düşmesi ve sonrasında rehabilitasyona alınması anlatılıyor.

21 Ekim 2013 Pazartesi

44-FEDAİLERİN KALESİ ALAMUT-VLADIMIR BARTOL-17.10.2013

 Vladimir Bartol'un 1938 yılında Slovenya'da yayınladığı tarihteki Alamut Kalesi'nde yaşayan Hasan Sabbah ve İsmaililer'i konu alan romanı.
Bartol 1930'lu yılların başlarında Paris'te yaşarken romanı tasarlamaya başladı. Fransa'nın başkentinde kendisine Hasan Sabbah hikâyesini takdim ettiği Slovenyalı kitap eleştirmeni Josip Vidmar ile tanıştı. Yugoslavya Kralı I. Aleksandır'ın İtalyan faşist hükümetince görevlendirildiği iddia edilen Bulgar ve Hırvat milliyetçileri tarafından yapılan saldırıda öldürülmesi romanın yazılmasında teşvik edici bir olay oldu. Romanın ilk orijinal baskısı müstehzi bir şekilde Benito Mussolini'yi çağrıştırmıştı.
Romanın girişinde "Hiçbirşey gerçek değil, her şeye izin vardır." özdeyişi bulunmaktaydı.
Romanda din, cennet-cehennem inanışı ciddi bir şekilde sorgulandığından ve yer yer inkar edildiğinden, 1960-1980'li yıllar arasında bazı ülkelerde yasaklanmıştır.
Romanda Hasan Sabbah cennetin anahtarının kendisinin elinde olduğunu iddia ederek fedailerini şüphesiz kendine bağlı kalmalarını sağlamaktadır. Türklere karşı içinde intikamı vardır ve bu intikamını fedaileri sayesinde almak ister, onlarla savaşırlar.

3 Ekim 2013 Perşembe

43- DÖVÜŞ KULÜBÜ (FIGHT CLUB)- Chuck Palahniuk-03.10.2013






Dövüş KulübüChuck Palahniuk tarafından 1996 yılında yazılmış bir romandır. Kitabın konusu, başkarakterin insomnia hastalığı ile olan mücadelesini ele alır. Doktorunun görüşüne göre insomniadan müzdarip değil ve rahatlığı çeşitli destek gruplarında (hasta kişiler bir araya gelip belli günlerde aralarında toplantıvari bir konuşma yapıyorlar) hasta bir kişiymiş gibi katılarak buluyor. Sonradan, Tyler Durden adında gizemli bir adamla tanışıyor ve psikoterapi amaçlı bir dövüş kulübü açıyor.
Roman, Palahniuk'un camp yaparken yaşadığı bir ağız kavgasından esinlenmiştir. Vücudunda morluk ve şişlikler olmasına rağmen, iş arkadaşları kampta ne olduğunu sormaya çekinmiştir. İş arkadaşlarının ilgisizliği Dövüş Kulübü'nün yazımına ilham vermiştir. Başta, Palahniuk "Gösteri Peygamberi" romanını yayınlatmaya çalıştırmıştır, ama yayıncılar tarafından çok rahatsız edici olduğu için reddedilmiştir. Dövüş Kulübü üzerinde yoğunlaşmak yerine, kitabın daha fazla rahatsız edici olmasını istemiştir.
1999 yılında yönetmen David Fincher, baş oyuncuları Brad Pitt ve Edward Norton olmak üzere romanı, aynı isimle sinemaya uyarladı.